YUNAN ZULMÜ
Ben Yunan zulmünü önce büyüklerimden öğrendim, sonra kitaplarda okudum. Benim çocukluk yıllarım atalarımın Selanik’teki acıları dinlemekle geçti. Bana anlatılanlar ruhuma ve beynime kazındı. Bu yaşanılanları yıllar geçsede unutamayacağım.
Okuduğum bir kitaba göre Yunanlılar İzmir’i işgal ettiklerinde Türk bayrağını çiğniyor, esir aldıkları Türk askerlerini zorla “zito Veneziloz” yani “yaşasın Veneziloz” diye bağırmaya zorluyorlar. Bu cümleyi söylemeyen Niğdeli Süleyman Fethi Bey, bir Yunan askeri tarafından göğsünden yaralanıyor ve kaldırıldığı hastanede şehit oluyor.
Ben Selanik muhaciriyim. Daha doğrusu atalarım Selanik muhaciri. Mustafa Kemal Atatürk atalarımı Selanik’ten Türkiye’ye getirmeden önce atalarım Selanik’te çok zulüm görmüşler. Yunanlılar Selanik’teki evlerimizi basıp hayvanlarımızı, erzaklarımızı ve silahlarımızı gasp etmişler.
Büyük ninem anlattı: Bir gün Yunanlılar evlerimizi basmışlar. Silah ve iyi koşan atlarımızı istemişler. Büyük ninem silahı toprağa gömmüş ve iyi koşan atı komşusunun boş olan ahırına koymuş ninem Yunanlılara fırsat vermemiş.
Yine bir gün Yunanlılar bir eve baskına gelmişler ‘kota” verin demişler yani yağ verin demişler. Bir Yunan askeri süngüsünü hamile bir kadının karnına dayamış ve tehditte bulunmuş. Hâl böyle olunca, korumasız insanlar Yunanlıların isteğine boyun eğmişler.
Rumlar’ın Anadolu’da kurdukları zararlı cemiyetlerden Pontus Rum ve Mavri-Mira cemiyetleri Karadeniz, Ege, Marmara kıyıları ve Kırklareli civarında Rum çetelerini silahlandırmada ve Türklere karşı eylem yapılmasında etkin bir rol oynamıştır. Onbinlerce müslümanı katlettiler Yunanlıların yaptığı katliamlar Bristol Raporu ile teyit edilmiştir.
Yunanistan’ın İzmir’i işgalinden sonra ABD’den gelen Amiral Bristol başkanlığındaki heyet, bölgede yapmış olduğu araştırmalarda Türklerin katledildiklerini, bu işgalin Wilson ilkelerine ters olduğunu ve Yunanlıların bu işgale derhal son vermeleri gerektiğini söylemiştir.
Savaş bittikten sonra Mustafa Kemal ATATÜRK Selanik’te zulüm altında kalan Türkleri Lozan Barış Antlaşmasında Türkiye’deki Rumlarla mübadeleye tabii tuttu.
Büyüklerimle sohbet ederken konu açıldıkça “Bizi Türkiye’ye Mustafa Kemal Atatürk getirdi” derler ve Gazi Paşa’ya dua ederler.
Ben ve atalarım Büyük Önder Atatürk’e iki kere teşekkürde bulunuyoruz. 1- Vatanı düşman işgalinden kurtardığı için. 2- Bizi Yunan zulmünden kurtardığı için.
Ben günümüzde “Türk-Yunan Dostluğu” gösterilerine hayret ediyorum. Çünkü, Yunan hiçbir zaman Türk’e dost olmaz. Megola İdea’da ve Enosis’ten vazgeçmez. Günümüzde arkasını AB’ye dayayarak, Fener Rum Patrikhane’sini ekümenik yapılmasını, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını, Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak Gümrük Birliği Ek Protokolü’nün uygulanmasını Türkiye’den istemekte, Ege Denizinde uçaklarımızı taciz etmektedir. Bununla nasıl dost olunur? Atalarımızın kemikleri sızlamaz mı?
YUSYF BİLTEKİN